BULGARLAR'IN ANTİK BAŞKENTİ BULGAR ŞEHRİNDEKİ İSLAM DÖNEMİ MİMARİ ESERLERE AİT PANORAMA
XV.Türk Tarih Kongresi Ankara,11-15 Eylül 2006'da bildiri olarak eski Bulgar şehrinde çekilen fotoğraflarla birlikte sunulmuş olup, Kongreye Sunulan Tebliğler, C.4,4.Kısım,Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2010, s.2111-2114'de yayımlanmıştır.
Sadi BAYRAM
Kazan Şehrinin kuruluşunun 1000. Yıldönümü münasebetiyle 8-12 Eylül 2005 tarihinde Tataristan'ın Başkenti Kazan'da bulundum. Bu münasebetle de Bulgarların eski Başkenti Bulgar şehrini Prof.Dr. Osman Fikri Sertkaya, Kazan'da bulunan Türk Başkonsolosluğu ve Prof.Dr.Reşat Genç'in himmetiyle ziyaret fırsatı yakaladım. Kendilerine teşekkür ederim. Ayrıca bu konuları 35 yıl önce gündeme getiren ve eski Sovyet Döneminin kısıtlı şartlarında araştırmalarda bulunarak yayımlayan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Profesörlerinden rahmetli Akdes Nimet Kurat'ı saygı ile anarak konuya girmek istiyorum..
Hazar Denizinin kuzeyinde İdil Irmağının kenarında, bugünkü Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nin Başkenti Kazan'ın takribi 120 Km. güneyinde, Bulgarlar'ın antik Başkenti Bulgar şehri, günümüzde harabe halindedir.
Bulgarlar, Türk menşeli bir kavim olup, M.Ö.ki yüzyıllarda Orta Asya Tienşan Dağlarının batısında yaşamış, Hunlarla birlikte M.S. III. Yüzyılda Batıya yönelmişlerdir.
M.S.III. yüzyılda yaşayan Suriyeli Mar-Abbas Katinu, M.Ö. 149-127 yıllarında Bulgarlar'ın Kafkasya'nın kuzeyinde olduklarını söyler.
Utigur Bulgarları İdil-Kama bölgesinde M.S.VII-VIII. Asırlarda bir devlet kurdukları ve otokton Fin-Ugur kavimleri kontrol sahalarının içine dahil ederler.
Ülkeye hayat veren İdil ( Etil) ile Kama ( Çolman ) nehirleri olup, Finliler bu nehre '' Rha'', sonardan da Volga adını takmışlar, Slavlar da bu ismi benimsemişlerdir. Çuvaşlar '' Atal '' derler. Su anlamındadır.
İdil Nehri; Sibirya'yı İran'a-Ulu Türkistan'a Hazar Denizi vasıtasıyla bağlayan önemli bir ticaret su yoludur. Kereste, deri, kürk ticareti yapılır. Bu gün de aynı öneme haizdir. Nitekim, Tataristan'ın Başkenti Kazan'dan Bulgar şehrine deniz otobüsü ile seyahat ettik. Bu esnada tonajı yüksek bir çok nakliye gemisini söz konusu ırmak üzerine bizzat gördük.
Bugün Tataristan'ın Başkenti Kazan'ın 115-120 km. güneyinde Kama ile Volga'nın birleştiği yerin biraz altında bulunan eski Bulgar Şehri, IX ve XII. Yüzyıllarda Doğu Avrupa'nın önemli bir ticaret merkezidir.
Bulgarlar'ın Doğu komşuları Başkırtlardır.
Bulgarlar önceleri Şaman dinine mensuptular. Ancak IX. Yüzyıla doğru Türkistan ve İslâm dünyasından gelen tüccarlar burada bir Müslüman nüfus yaratmışlar ve Bulgar Hanı Almuş'ın Müslümanlığı kabul etmesiyle Müslüman bir devlet haline gelmişlerdir.
İbn-i Faldan Seyahatnamesinden öğrendiğimize göre; 920 tarihinde Almuş Han Bağdad Halifesi el Muktedir Billâh Cafer'e bir mektup göndererek '' İslâm dinini öğretecek fakihler, cami ve bilhassa istihkâm yapmasını iyi bilen ustalar göndermesini ve istihkâm masrafları için de ayrıca para göndermesini '' rica etmiştir.
Halife Muktedir Billah Cafer, Almış Han'ın ricasını kabul ederek Sausan al-Rasi Başkanlığında kalabalık bir heyet teşekkül ettirmiş ve bu heyete de kâtip ve hediyeleri teslim memuru olarak Ahmed İbn-i Fadlan'ı dahil etmiş ve heyet 11 Safer 309 - 2 Nisan 921'de Bağdad'dan hareketle 12 Muharrem 310 - 12 Mayıs 922 tarihinde Bulgar şehrine varmıştır. Seyahat anılarını kaleme alan ibn-i Fadlan Seyahatnamesinden konuyla ilgili bilgiler bulunmaktadır. İbn-i Fadlan, Bulgar Hükümdarına, Bulgar Emiri ve Meliki tabirini de kullanmaktadır. İdil sahası Bugar ili olarak zikredilir.
943-944 yılında Bulgar Meliki Almuş'un oğlu Hacca gitmiş ve Bağdad'a uğrayarak Halife'yi ziyaret etmiştir ve hediyeler takdim etmiştir.
1223 yılında Kafkas-Don sahasında Rus Kumanları yenerek Aral Gölü civarına dönmekte olan Mogol-Tatar ordusuna Bulgarlar hücum ederek mağlup etmişler, 1236 yılında Batu Han'ın Batı Seferine bu hücumla zemin hazırlamışlar, Mogol-Tatar Ordusu 1236 yılında Bulgar şehirlerini yakıp-yıkmışlardır.
1361 yılında ise Altınordu Hanı Pulat Timur tarafından Bulgar yurdu tahrip edilmiştir. 18 Nisan 1391 ve 15 Nisan 1395 tarihlerinde Timur'un Toktamış Han'a karşı iki seferinde İdil Nehri Boyunda bir çok yer tahrip olmuştur.
Daha sonraki yıllarda Kazan ve Nijni Novgorrod şehirlerinin yıldızı yükselerek Bulgar şehri tarihin karanlıklarına gömülmüştür.
XIV. yüzyıl başlarında nüfusu takriben 100.000'i bulan şehirde, XIII.Yüzyıl sonlarından kalan bir cami, hamam, üç türbe külliye şeklindedir. Caminin kalın gövdeli minaresi kalmış, caminin de temelleri günümüze erişmiştir. Hamam'dan tek bir mekan kalmış olup, İslâm mezar taşları burada muhafaza edilmektedir.Türbe ve cami duvarları dondurulmuştur.
Çar Petro 1722'de , 1767'de II.Katherina Bulgar şehrini ziyaret etmişlerdir. Çar Petro zamanında bir çok binanın daha yıkılmamış olduğu, Rus köylerine ve manastırlara kilise yapmak için yağma edildiği, Rus Papazlarının Hıristiyanlık taassubu ile islâmi devirden kalan izleri yok etmek maksadını güttükleri söylemek mümkün. Nitekim, II.Katherina burayı 1767'de ziyaret ederken; Nazırlarından Panin'e '' Burada henüz kalan binalar gayet iyi taştan yapılmıştır. Bu harebelerin tek bir tahripkârı vardır. Kazan Başpapazı Luka, mütevaffa Çariçe Elizaveta Petrovna zamanında bunlara haset ederek bir çoğunu yıktı, enkazını kilise ve manastırlarının inşasında kullandı. Petro ise, bu eserlerin muhafazası için emir vermişti ''
Camiin hemen kuzeyine XIX. Yüzyıl ortalarında kasıtlı Uspenia adlı bir kilise inşa edilmiştir.
Bu külliyenin kuzey-doğusunda, ikinci bir hamam ve Kiçi Minare adı verilen bir cami mevcut olup, minare Orta Asya mimarisi gibi kalın gövdeli olup, kısmen restore edilmiştir. Yanında bir Han Türbesi ve batı kısmında toprağa gömülü bina kalıntısı vardır. Dolayısıyla burada da bir külliye mevcut olduğu anlaşılıyor. Hamamın da sadece temelleri açığa çıkarılmış ve kısmen dondurulmuştur. Isıtma sistemi de görülebilmektedir.
Kiçi Minare adı verilen bu camiin güney doğusunda, takriben 500 m ileride yine büyükçe bir çifte hamam mevcut olup, beden duvarlarına kadar restore edilerek dondurulmuştur. Hamamın halvet, sıcaklık ve külhan kısmı ayaktadır. Hamamın batısında ise XV. yüzyıl Osmanlı türbelerini andıran bir türbe mevcut olup, turist rehberleri, müze yetkilisi, buna yanlış olarak medrese adını vermektedir.
Bulgar şehri kuzeyde 1,2 km. güneyde 3 km. lik bir sahaya yayılmış olup, çok küçük bir kısmı açığa çıkarılmış, halen kazı çalışmaları devam etmekte ve uzun yıllar süreceği de sanılmaktadır.
1850'lerde cami yanına inşa edilen kilise arkeoloji müzesi haline getirilerek çıkan eserler burada teşhir edilmektedir.
Ayrıca Kuzey doğudaki eski eser olmayan, belki kazı evi için inşa edilmiş, tek katlı yeni bir yapıda, Tataristan ressamlarının yağlı boya tabloları da sergilenmektedir.
Faydalanılan kaynaklar;
Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk kavimleri ve Devletleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1972, s.108-118,
Akdes Nimet Kurat, Bulgarlar, Maddesi, İslâm Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1972, C.II, s.781-801.
Laslo Rasonyi, Tarihte Türklük, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1969, s.88-95.
Konu ile ilgili Tatarca kaynaklar :
Rafael M. Veliyev-Cemil A.Muhammedşin, Büyük Bulgarlar-Bolkar-Tatar Uygarlığının Anıtı, Türksoy, Ankara 2000,( Aşağıdaki kaynaklar Tatarca olup söz konusu yayından alınmıştır.)
Rizaeddin Fahreddin, Bolgar ve Kazan Türkleri. Kazan, Tataristan Kitap Neşriyatı, 1993.
Şihabeddin Mercani, Mustefadü'l-Ahbar fi Ahvali Kazan ve Bolgar, Kazan, Tataristan Kitap Neşriyatı, 1989.
Gabdelbari Battal (Abdullah Battal TAYMAS), Kazan Türkleri,Kazan,Tataristan Kitap Neşriyatı, 1996
A. H. Halikov, Birinci Devlet, Kazan, Tataristan Kitap Neşriyatı, 1991.
Gaziz Gobeydullin (Aziz Ubeydullah), Tarihi Sahifeler Açılganda. Kazan,1989.
Hisameddin Müslimı, Tevarih-i Bolgariye, Kazan, 1902.
Kul Ali, Kıssa-i Yusuf, Kazan, 1983.
Hadi Atlası, Kazan Hanlığı, Kazan, Maarif Yayını, 1920
T. V. Y osıpov, Bolgar Epigrafikasına Giriş, Moskova-Leningrad, SSCB Bilimler Akademisi Yayını, 1961.
Şehr-i Bolgar, Tarih ve Medeniyeti Hakkında Makaleler, Moskova, SSCB Bilimler Akademisi Yayını, 1961. .
ll. Şehre-i Bolgar, Hünercilik (Sanatkarlık) Hakkında Makaleler, Moskova, SSCB Bilimler Akademisi Yayını, 1986. 12. Şehr-i Bolgar, Hünercilik (Sanatkarlık) Metal Yapımı, Kazan 1996. 13. Ferit S. Hekimcanov. Bolgar Epigrafiyalarının Dili, Moskova, Bilimler Akademisi Yayıll1,1983.
G. Möhemmediyev. 12-15. Yüzyıllarda Bolgar-Tatar Para Sistemi, Moskova,SSCB Bilimler Akademisi Yayını, 1983.
R. M. Veliyev, 9-13. Yüzyılların Başında İdil Bolgarlar'ında Ticaret ve Para Ölçüsü Sistemi, Kazan 1995. .
Kuybışev Arkeolojik Araştırma Gezisi Çalışmaları, 1-4 . Ciltler, Moskova, 1951, 1958, 1960, 1962.
R. G. Fehretdinov, İdil-Kama Bolgarının Arkeolojik Hatıraları ve Yaşam Alanları, Kazan, 1975.
A. P. Smimav, İdil Bolgarları, Moskova, 1951. 19. A. P. Kovalevskiy, Ahmed ibn Fadlan Kitabı ve Onun 921-922 Yıllarında İdil Boyuna Seyahati, Harkov, 1956.
S. M. Şpilevskiy, Kazan Vilayetinde Eski Şehirler ve Başka Bolgar-Tatar Hatıraları, Kazan, 1877.
Mirkasım A. Gosmanov, 17-18. Yüzyıl Tatar Tarihi Kaynakları, Kazan 1972. 22. R. R. Fasmer, 10. Yüzyıl Bolgar Paraları Hakkında, Kazan, 1925.
F. H. Veliyev, İdil Boyu Halklarının Eski Sanatı, Yoşkar-Ola, 1972.
A. S. Başkirov, İdil Boyundaki Bolgar-Tatar Medeniyeti Heykelleri, Kazan,1928.
V. F. Smolin, Eski Bolgar Harabeleri Boyunca, Kazan, 1926.
Cemil G. Muhemmetşin, Ferit S. Hekimcanov, Şehr-i Bolgar'ın Epigrafya Heykelleri, Kazan, 1987.
|